TARİH:
05 Şubat 2025
Tanı-Tedavi-Süreç
Bir sağlık yapısı hakkında düşünmeye başladığımızda, genellikle tanı konulan hastanın cerrahi müdahaleye ihtiyaç duymaması durumunda, iyileşme sürecini bireysel yaşam alanında ilaç tedavisiyle sürdürdüğü ve rutin kontrollerle şikayetlerinden kurtulduğu görülür. Terapi merkezlerini bu yapılardan ayıran temel fark, tanı ve tedavinin aynı mekânda, belirli bir süreç boyunca devam etmesi, terapötik bir ilişkinin kurulması ve hastanın tepkilerinin izlenerek bir sonraki tedavi adımının bu gözlemler doğrultusunda şekillendirilmesidir.
Dolayısıyla, bir terapi merkezinde tedavisine başlanan hastanın, belirli bir süreç boyunca ve düzenli aralıklarla mekânı ziyaret ederek iyileşmesi beklenir. Bu iyileşme süreci, terapi mekânını bir hastane yapısından ayırarak sınırlı bir kamusal alan ve aynı zamanda kişisel bir anı mekânına dönüştürür. Bu doğrultuda önerimizi geliştirirken, mekânın iyileştirici etkisini arttırmak ve alternatif mekânsal ilişkileri de kurmak adına kentsel-kamusal bağlantılarını kurarak başladık.
KENTSEL KARARLAR:
1. PARK-SOKAK-TERAPİ
Mevcut arazi, üç yolun birleştiği bir yay üzerinde yer almakta ve imar planında ibadet alanı olarak tanımlanmış komşu parsel ile bir köşe paylaşmaktadır. Hemen arkasında yükselen eğimli bir boşluk ve kuzeybatı hattı boyunca uzanan irili ufaklı park alanlarıyla çevrilidir. Önerilen yapılaşmanın, bu parklar arasındaki bağlantıyı zayıflatmaması için yarışma alanından geçen bir kamusal park-sokak aksı önerilmiştir. Bu aks, çevresel ilişkileri güçlendirmeyi ve alanın kamusal kullanımını artırmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda programla kuracağı potansiyel ilişkiler tartışmaya açılmıştır.
2. ZEMİN ARAYIŞLARI / ARAZİ TEKTONİĞİ / TERAPİ ZEMİNLERİ
Bize göre, mevcut arazi ve yapılaşma koşullarında fizyoterapi ve hidroterapi programlarını tek bir zeminde çözmek yerine, iki farklı zemine yayarak mekânsal ve kentsel zenginlik ihtimallerini artırmayı amaçladık. Bu doğrultuda, proje alanının kot aldığı yol olan Paşa Dede Caddesi kuzeybatı kısmında +76.00 kotlarına kadar düşerken, güney uca doğru +79.50 kotlarına ulaşmaktadır. Programı, bu kotlar arasında iki zeminle bağlamayı önerdik. İlk zemin, arazinin güney ucundaki düz-ayak kotu olan +80.00 kotu, diğer zemin ise caddenin kuzeyinden kot alan +76.50 kotlarıdır. Böylece, kentsel ilişki kurduğumuz park-sokak aksıyla yapısal ilişkiyi de güçlendirerek, zemin katı park-sokak ve Dumlupınar Caddesi'nden %5 eğimle gelen yaklaşımla bütüncül bir mikro kent mekanına dönüştürmüş olduk
3. ÇOKLU ZEMİNLER VE MEKANSAL AYRIŞMA
Yapının iki zemine oturtulması, programsal parçalanmayı önerirken aynı zamanda acil durumların hızlı ve etkili bir şekilde çözüme ulaşmasını amaçlayarak mekânsal organizasyonu güçlendirmemize olanak sağladı. Bu doğrultuda, +76.50 kotunda yapının Giriş, Yönetim, Poliklinik ve Hidroterapi bölümlerini konumlandırdık. Bu konumlandırmayı yaparken, parsel alanının izin verdiği şekilde yapıyı bir pergel gibi açarak acil durum ve hasta yanaşma alanını tanımlandı. Aynı zamanda, bu açısal ayrımı programın farklı bölümleri arasında sürdürerek Yönetim/Personel Bloğu ile Hasta/Ziyaretçi Sirkülasyonu ayırılmış olundu.
4. ÇOKLU ZEMİN-ÇOKLU BAHÇE-GÖRSEL İLİŞKİ
Mekânsal kurgunun zenginleşmesi ve sürekli iyileşme hissinin pekiştirilmesi adına terapi süreci boyunca hastanın etkileşim kuracağı, iç bahçeler önerilmiştir. Bu bahçeler yarı açık mekanlar olup bahçeyi çevreleyen mekanlar için hem bir iklim separatörü hem de bir doğal terapi alanlarıdır. İşletmenin önerileri neticesinde gelişecek bu bahçeler yapısal olarak toprak alanlardır. Aynı zamanda 2 zemin arasında görsel ilişkiyi de pekiştiren bu bahçeler yapının kesit ilişkilerini güçlendirmiştir.
a. Etkinleştirici
Bu bahçe iki kotta da giriş alanıyla doğrudan ilişki kurarak ziyaretçinin bekleme eylemi sürecinde alternatifli bir boşluk deneyimlemesini amaçlar. Aynı zamanda bir kolu yönetim bloğunun muhtelif birimlerini de tutarak personel dinlenme odasına bakar. Mekânın asıl aktörleri olan sağlık çalışanlarının da bu boşlukla doğrudan ilişki kurmaları önerilmiştir.
b. Terapi Bahçesi
Hidroterapi havuzlarının baktığı en büyük 2. Bahçe alanıdır bu bahçe havuz alanın yarattığı nemi de azaltacak bitkilendirmeyle hem bir gün ışığı separatörü hem de doğal bir terapi alanı tanımlar.
c. Onarıcı-Restoratif Bahçe
Bu bahçeler dinlenme alanları ve polikliniklerle ilişkilenmektedir. Daha sakin gündelik kullanımlarda dingin boşluklara dönüşebilir.
5. SİRKÜLASYON
İki kota oturmuş terapi merkezinden +80.00 kotunda yer alan Fizyoterapi merkezi zemini 2 noktada kotu bulmaktadır. Bunlardan ilki güney uç olan arazinin yükseldiği yer olup araç girişi için müsait olduğu için olası acil durum giriş-çıkışları ve personel girişi buradan önerilmiştir. Diğer kot ise park-sokak ile Dumlupınar caddesinde t.z.k:+81.50 olan noktadan yaklaşımdır. Bu yaklaşım gündelik kullanım için önerilmiştir.
6. ALTERNATİF MEKANLAR
+80.00 kotunda şev üstünde ürettiğimiz park-sokak ve fizyoterapi merkezi zemin kotu alanını tutan mekâna yoga ve pilates salonu önerilmiştir. Alet ve cihaz yoğunluğu diğer birimlere göre kolay depolanabilir bir alan olması ve park geçişiyle doğrudan ilişki kurması adına önerilen mekân doğrudan geçişe açılabilmekte, Şartnamede de bahsi geçen ‘Bodrum Sağlık Vakfı’nın sürekli düzenlediği etkinliklere ev sahipliği yapma potansiyelinde önerilmiştir.
7. STRÜKTÜR
Yapı strüktür olarak kesitte 2 parçada çalışmaktadır. Bu parçalardan ilki iki zemini birbirine bağlayan betonarme karkas sistem diğeri de bu karkas sistemin üstüne oturan ve bazı yüksek hacimli mekanların iklimlendirmesinde de pasif görevler üstlenen ve yapının arkitektonik karakterini de tanımlayan ‘ahşap saçak Yapı’dır.
8. PASİF İKLİMLENDİRME
Ahşap strüktürün sağladığı mekânsal potansiyeller irdelenmiş ve çeşitli mekanlarda çalışan hava bacaları, gölgelik alanlar ve korugan iklim separatörleri arayışları olmuştur.
Proje Türü:
YARIŞMA
Proje Tipi:
DİĞER SAĞLIK YAPILARI
Proje Yeri:
MUĞLA
Yapım Yılı:
2025
Müellifler.:
Osman Can Bagatır (Mimar/Ekip temsilcisi), Ece Kandemir Bagatır (Mimar)
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız. GİRİŞ YAP / KAYIT OL