Bodrum Sağlık Vakfı Fı̇zyoterapı̇ ve Hı̇droterapı̇ Merkezı̇ Ulusal Mı̇marı̇ Proje Yarışması - Eşdeğer Mansiyon

TARİH:

05 Şubat 2025

‘hem tüm kullanıcılar için kolaylıkları ve iyilikleri barındıran, engelsiz, hem işletim senaryosu olabildiğince basit, hem bodruma ait, buralı ve her köşesinde insana iyi gelen mekânsal çözümlerin olduğu bir yapı yapmak mümkün mü?’

Bodrum, antik çağlardaki adıyla Halikarnassos, ilk çağlarda Anadolu’nun güneybatısında hüküm süren Karia Uygarlığının en önemli kenti.. Kentin 3 bin 500 yıldır devam eden uzun geçmişi, bu geçmiş içinde var olan çeşitli uygarlıklar, farklı kültürler ve o uygarlıklardan günümüze kalan izler…

Mesele bu izleri takip edip doğru okuyabilmek, coğrafyanın bize sunduğu çok katmanlı yapıyı, Akdeniz iklimini, iklimin getirdiği alışkanlıkları, bitki örtüsünü, malzemeyi, egenin insanını bir bütün olarak düşünerek projeye dair söylemlerimizi oluşturabilmek...

Tasarımın Konusu

Bizim için bu çalışmanın konusu; ‘ hem engelsiz; tüm kullanıcılar için kolaylıkları ve iyilikleri barındıran, hem işletim senaryosu olabildiğince basit, hem Bodrum’a ait, buralı ve her köşesinde insana iyi gelen mekânsal çözümlerin olduğu bir yapı yapabilir miyiz?’ sorusuna cevap bulabileceğimiz bir yapı üretebilmek.

‘Duvarlar Ardındaki Zenginlikler’

Bodrum’un günümüzde hepimizin bildiği sokakları ve beyaz evlerinden öte Karya’dan, Roma’dan bugüne, kültürel çeşitliliğe sahip, zenginliklerle dolu bir coğrafya olduğunu biliyoruz. Özünü kavramanın peşinden gittiğimizde her seferinde duvarlar çıkıyor karşımıza; bazen kale duvarları, mozolenin bugünkü arkeolojik peyzajını kuran duvarlar, bazen ise evlerin yüksek bahçe duvarları.. Geçmişten bugüne gelen duvarlar, duvarlar arkasındaki gizli bahçeler, bahçelerindeki bereketli topraklar, narenciye ağaçları… Yapılar değişir, yaşamlar değişir fakat iklim, iklimin getirdiği alışkanlıklar baki kalır. Taş da adeta bir zaman kapsülü gibi geçmişten bugüne özüyle gelen en etkili kimliktir Bodrum için. Kentin ilk kurulduğu zamandan bu yana inşa eyleminin değişmeyen ortak noktası, topraklarında barındırdığı tarihin yapıtaşıdır.

Ve Turgut Cansever çok güzel anlatır renge, biçime değil öze bağlı kalmanın önemini bu cümlesinde: ‘geleneğin şekilden ibaret olmadığını, geleneğin oluşmasına imkan veren özden, kültürel muhtevadan, inanç sisteminden ve tarihi tecrübeden hareket ederek gelecek için çözüm geliştirmenin projemizin temel yaklaşımı teşkil ettiğini belirtmek isterim’ (Cansever,2013).

‘Tekrar / Malzeme / His’

Bodrum’un yegane dokusu gücünü, Bodrum’un geleneksel yapı tipolojilerinin biricikliğinden veya eşsizliğinden değil, tam aksine ortak bir dil kuran yapıların, malzemenin, dokunun muhtelif biçimlerde oluşturduğu biraradalıklarından alır. Yapılar, malzemeler, renk birbirini tekrar eder ama bu tekrardan doğan ‘bütün’ o kadar eşsizdir ki, yönelimleri, yönelimlerin doğurduğu farklı boyut ve biçimlerdeki kıymetli boşluklar, avlular, teraslar, kütleleri bağlayan sokaklar büyülü dokuyu oluşturur..

Burada amaç Bodrum evlerinin tipolojik bir tekrarını yapmak değil, bu tekrarı kuran ana unsurları kendinde barındıran bir plan, kütleler kompozisyonunu sunabilmekti… Küçük bir Bodrum simülasyonu yapmayı savunmuyoruz. Tam aksine, ziyaretçisinin içinde memleketinde, evinde gibi rahat, huzurlu ve güvende hissedeceği ama ruhunda sadece bodurumun yakın tarihinden değil, ilk kurulduğu günden bugüne sırtında taşıdığı katmanlaşmayı, tekrarı, malzemeyi, çok katmanlı yapısını kümülatif bir dille yansıtan bir yapı yapmak temel amaç. Program olabildiğince basit, muhtelif avlular etrafında gerektiği kadar yükselen kütleler, kütlelerin kiminden çıkılan teraslardan ibaret tüm kurgu. Belki de boşlukları doluluklarından daha kıymetli olmalı..?

Aslında nihai niyet, Cengiz Bektaş’ın Bodrum dokusundan ‘halk yapı sanatı’ diye bahsettiği; gereksinmelere karşılık bulan, yalın, içten davranmanın öğretilerini uygulayabilmek..

Müsaade edelim ki avluların altı toprak kalsın, kurumasın mandalin ağaçları...

‘Mekanın iyileştirici gücü’

Fizik tedavi ve rehabilitasyonda mekanın iyileştirici etkisinin göz ardı edilmemesi gereken önemli bir unsur olduğunu düşünüyoruz.

Birçok farklı yere pek çok şekilde bir fizyoteropi merkezi yapmak mümkün. Burada önemli konunun Bodrum’a yapıldığını, yapıyı inceleyeceğiniz süreç boyunca hatırda tutmak olduğunu düşünüyoruz.

Bodrumluların hayat güvenceleri olan bahçeleri ve yaşamlarını şekillendiren, yapı bloklarını organize eden avlularını düşünürsek, kendi taşıyla, narenciye ağaçlarının kokusuyla, iklimini yapının içine taşıyan mekanlarıyla yaratabilmek, bu büyülü kompozisyonun iyileştirici gücünü kullanabilmek olduğunu savunuyoruz.

Program

Bir orta hol / sofa etrafına takılan kütleler ana kurguyu oluşturur. Tıpkı halkın bir avlu etrafında ahır, depo, mutfak ve ana yaşam alanı olan evlerini farklı yükseklik ve büyüklüklerde inşa etmesi gibi, İhtiyaçtan doğan mekanların kurduğu bir sistem...

Her hacim kendi gereksinime göre ebatlanmıştır. Mekanların gerektirdiği yükseklik ve genişlikler bütündeki hareketli dokuyu kurar. Öyle ki idarenin / işletmenin istek ve ihtiyaçlarına göre programda değişiklik olsa dahi, mekan küçülüp, genişleyip hatta programdan kaldırılsa bile tümde yaratılan kurguyu bozmayacak, hep çalışacak şekilde tasarlanmıştır.

Ana giriş bir sokak kurgusu gibi başlayıp geniş bir karşılama holüne götürür. Bu holde danışma, bekleme alanı, bekleme avlusu yer alır. Fizyoterapi üniteleri, fizik tedavi salonu ve hidroterapi birimleri, masaj salonu zemin katta bir zincir gibi birbirini takip eder. Bu zincirde önemli gördüğümüz konu ise; tüm mekanların kesişimlerinde oluşan yarım avluların her mekanın açık alanla ilişki kurmasına imkan tanımasıdır.

Girişi gören düşey sirkülasyon hattıyla ile bir üst kata çıkıldığında doğrudan yönetim bölümüne ulaşılır. Yönetim birimindeki tüm ofislerin kullanabileceği, hasta sirkülasyonundan izole özel teras alanları vardır. Aynı aksın -1. kat izdüşümünde ise mutfak ve yemekhane birimleri yer alır. Böylece personelin merkez içine uğramadan doğrudan yemekhaneye ulaşmaları sağlanır. Yemekhane bölümü rampaya bakan cepheden doğal ışık ve havayı da içeri alır. Ayrıca Bir üst katta kurgulanan yoga alanı; teras parkı ve topoğrafyayla ilişki kurarak arka parseldeki park alanıyla doğrudan bağlantılıdır.

‘Engelsiz Yapı’

Bedensel engeli olan bireylerin minimum sirkülasyonla, teşhis, tedavi ve merkezdeki temel bakılma ihtiyaçlarını tek bir katta karşılayabilecekleri bir dolaşım aksı öneriyoruz. Tek bir hat boyunca dizilen fizik tedavi salonu, masaj salonu, terapi ve tedavi havuzlarının tümüne, bu mekanların giriş akslarına yaslanan soyunma kabinlerinden geçince erişim sağlayabilecekleri, personel ve hasta için kolaylık olarak gördüğümüz bir kurgu düşünülmüştür.

Ayrıca;

- Zorluk yaratmayan, düz ayak giriş aksı oluşturulması,

-Fazla koridorlaşma yaratmadan birçok bölümün yapı içinde kolayca okunabilirliği,

-Aynı koridora bakan kapıların karşılıklı değil, çarpışmaya sebebiyet vermemesi için çapraz konumlandırılması,

-Koridorların minimum 2 metre tasarlanması,

- Yapı içinde çeşitli dinlenme mekanları yaratılarak engelli bireyler için kolaylık sağlanırken, sosyal etkileşimin de artırılması,

- Tefrişleme konusuna engel oluşturmaması için tesisatın zemin altından ve tavandan sağlanması,

-Bir sağlık yapısı olarak, stres yaratmanın aksine, rahatlatıcı, doğal malzemelerle, iç mekandaki yeşil alanlarıyla sakin ve huzurlu bir ortam sağlaması,

-Açık ve kapalı alanda engelli otoparkına girişlere yakın konumlarda yer verilmesi

-Danışma bankosu, dinlenme alanları, tedavi salonlarında engelli bireylerin de kullanımına uygun tefrişlemelere yer verilmesi.

-Yapı içerisindeki zemin malzemelerinde derzi minimumda tutup yüzeydeki tıkırdamala problemlerini ortadan kaldıracak dökme malzemelerin kullanılması,

-Açık alanlarda doğal taş yürüme yollarının düzgün yüzeyli taşlar kullanılarak döşenmesi

gibi konuların projede hassasiyetle ele alındığını belirtmek isteriz.

Sürdürülebilirlik

Günümüzde yaşanan birçok planlama / yapılaşma sorununun, kent ve doğa kavramlarının birlikteliği ön planda tutulamadan ilerletilmesinden kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Kenti üretme eyleminin, herhangi bir tarafta tahribata yol açmadan, kenti kuran ögeleri, doğaya duyarlı olarak yapabilmenin mümkün ve hatta günümüz çağında gereklilik olduğunu düşünüyoruz.

Projede doğal ve yerel malzeme seçimleri, geçirimli zeminler oluşturulması, yeşil teras ve çatılarla ısı adası oluşumunun önüne geçme gayreti doğa ve kent birlikteliğini güçlendirmeye yönelik alınan kararların başında gelir.

Tasarlanan teras ve avlu kurgularıyla Bodrum’un açık hava yaşam kültürünün sürdürülmesi amaçlanırken, tüm birimlerin doğal ışık ve hava alması ve bu sayede hem yaşam kalitesinin arttırılması hem de enerji tasarrufu sağlanması amaçlanmıştır.

Fizyoterapist gözünden proje...

Engelli danışanlar ve fizik tedavi merkezi çalışanları için bütüncül tedavi aksını sağlayan bir proje üretilmesi amaçlanmıştır. Tedavi birimlerinin birbirini takip ettiği optimum mekan geçişleriyle fonksiyonel kolaylıkların sağlanması önemsenmiştir. Danışanların sosyalleşmesi için sağlanan ılımlı mekanlar ile huzurlu bir tedavi ortamı oluşturulması hem fiziksel hem mental açıdan hasta önceliğini esas alır. Kalıcı veya uzun süreçli hastalıklara sahip olan engelli bireyler için tedavileri yaşam tarzlarının bir parçası haline gelir ve fizyoterapi merkezleri sürekli uğradıkları bir yaşam alanı haline gelir. Engelli bireylerin burayı bir fizik tedavi merkezi olarak görmesinden ziyade, sosyalleşebildikleri, mental olarak güçlendikleri bir yaşam alanı olarak görmeleri öncelenmiştir. Bu sayede sürekli hastaların topluma katılmasında bu merkezin en önemli araç olacağı düşünülmektedir.

BEĞEN

Beğen

ETİKETLER

yarışma
tasarım
bodrum
sağlık

YORUMLAR

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.