İzQ İnovasyon Merkezi

İnovasyon merkezinin tasarımı, bir dizi talep ve senaryo ile yeniden işlevlendirme merceği üzerinden ele alınmıştır. Mevcut yapının konumu ve taşıyıcı sistemi göz önünde bulundurularak yenilikçi çözümlerle yapının ana fikrini destekleyecek revizyonlar yapılmıştır. Bulunduğu kıyı şeridinde süregelen duvar etkisine karşı bir argüman olarak kentliyi ve kullanıcıyı yapının içine çekmeyi hedefler. Bununla birlikte yeni program kurgusuna göre konumlandırılan sarı dikey dolaşım omurgası, kullanıcı etkileşimini ve birlikte yaşamayı teşvik ederek iletişimi destekler ve güçlendirir. Yapının orjinalinde bulunan ve yapı boyunca yükselen Mehmet Tüzün Kızılcan'a ait seramik duvar panosunun korunduğu tasarımda; kinetik bir cephenin, hareketli bir çatının ve zemin katta denize bakan küçük bir amfi alanının kullanılmasıyla, inovasyon merkezinin her katında güneş ışığına, deniz havasına ve nefes kesen manzaralara olanak sağlanmıştır.

Bu yapı, yenilikçilik fikrinin tanıtılması, benimsenmesi ve uygulanması yolunda öncü olmayı hedeflemektedir. Bina içinde bir 'birliktelik' duygusu yaratmak ve kullanıcı etkileşimini arttırmak amacıyla, farklı düzeylerde görsel ve fiziksel geçirgenliğe sahip mekanlar ve 'mikro habitatlar', kapalı ve yarı açık 'nişler' olarak konumlandırılmıştır. Açık plan kurgusu, farklı kullanıcı deneyimlerine, mekansal ihtiyaçlara ve dönüşümlere izin vermektedir.

Yaşam döngüsünün bu yeni evresinde, özenle düzenlenmiş bir metamorfozun aracılığıyla, IzQ İnovasyon Merkezi, çağdaş mimari programın ihtiyaçlarıyla değişmeye devam etmektedir. IzQ; deniz, kullanıcı ve şehir ile kurduğu güçlü diyalog sayesinde ziyaretçilerinin hayatında dönüştürücü bir rol oynamakta. Yeniden işlevlendirme kurgusu, yapıya yeni bir kimlik kazandırmakla beraber yapıyı yeniden kentle ve kentliyle buluşturmaktadır.

IzQ Innovation Center

Through the lens of adaptive reuse, the design of the innovation center was reconfigured with a collection of new demands and scenarios. With extensive analysis and calculations, structural and technological interventions at different scales were determined and executed in order to repurpose the building program for more integrated public use. As an argument against the ongoing wall effect that exists along the coastline where it is located, it aims to draw citizens and users into the building. In addition, the yellow vertical circulation spine positioned according to the new program supports and strengthens communication by encouraging user interaction and co-existence. In the design, the ceramic wall panel belonging to Mehmet Tüzün Kızılcan, which was in the original building and rises throughout the building, is preserved. The use of a kinetic façade, a responsive roof, along with a small amphitheater-like space at the ground level facing the sea front all create a sense of visual and tactile awareness of the sunlight, the sea air, and breathtaking views.

This structure aims to be a pioneer in the promotion, adoption and implementation of the idea of ​​innovation. In order to create a sense of 'togetherness' within the building and to increase user interaction, spaces and 'microhabitats' with different levels of visual and physical permeability are positioned as closed and semi-open 'niches'. The open plan layout allows for different user experiences, spatial needs and transformations.

In this new phase of its life cycle, through a carefully curated metamorphosis, the IzQ Innovation Center transforms with the needs of the contemporary architectural program. Reciprocally responsive, IzQ plays a transformative role in the lives of its users with a stronger dialogue that is established between the sea, the user, and the city. Repurposing has given a new identity to this building reuniting it once again with the city and its citizens.