Eşdeğer Mansiyon - Bodrum Sağlık Vakfı Fı̇zyoterapı̇ ve Hı̇droterapı̇ Merkezı̇ Ulusal Mı̇marı̇ Proje Yarışması

TARİH:

07 Şubat 2025

Yarışma Alanı Okumaları

“Mimari, doğanın bir parçası olmalı, ona saygı göstermeli ve uyum içinde olmalıdır.”

Coğrafyanın ve iklimin etkisiyle şekillenerek ortaya çıkan yaşam biçimleri, yapı yapma ve onu yaşatma şekilleri yere dair belleğimizdeki en önemli referanslar olacaktır. Sınırlı bir alanda mimari tasarlama kaygısı, şehrin doğasına özgün mimari karakteri ve kültüründen bağımsız düşünülemez.

Fizyoterapi yapılarının iyileştirme gücü, yalnızca tedavi yöntemlerinden değil, aynı zamanda fiziksel mekanın doğru tasarımından da gelir. Hem bedensel hem de ruhsal iyileşmeyi destekleyen ortamlar, iyileşme sürecini hızlandırır, hastaların fiziksel terapiden daha fazla fayda sağlamasına ve ruhsal açıdan daha hızlı iyileşmesine yardımcı olacağı düşünceleriyle geliştirilmelidir. Bu doğrultuda tasarlanacak yapı, iyi düzenlenmiş ve zengin iç mekanlara, yüksek ışık ve hava kalitesine sahip alanlara, doğal çevreyle etkileşim kuran arayüzlere ve basit, erişilebilir sirkülasyon şemalarına sahip olmalıdır.

Proje alanı ise, Bodrum'un Çırkan Mahallesi'nde, Paşa Dede Caddesi üzerinde yer almakta olup, uygulama imar planında park ve cami parsellerine komşu bir noktada konumlanmıştır. Yakın çevresi, ağırlıklı olarak özel konutlar, eğitim ve idari binalar ile çevrilidir ve şehirdeki en önemli ulaşım arterlerinden biri olan Atatürk Bulvarı’na yakın bir konumda bulunması itibarıyla ulaşım açısından avantajlıdır.

Proje alanına ilişkin paylaşılan plankote incelendiğinde, Paşa Dede Caddesi ile Dumlupınar Sokak kesişiminde eğimlerin hızla arttığı gözlemlenmektedir. Bu bölgede, yapılaşmanın belirli bir alanda yaklaşık dört metrelik toprak seviyeleri ile sınırlanacağı anlaşılmaktadır.

Proje alanına dair ilk okumalar doğrultusunda birtakım sorular üretilmiş ve süreç boyunca bu sorulara cevap arayışı içinde olunmuştur. Bu sorular sıralanacak olursa;

· Proje alanının yakın çevresindeki park ve cami alanları ile nasıl bir komşuluk ilişkisi kurulacaktır?

· Maksimum zemin kat ve ortak sosyal program kullanımı ana caddeden giriş ve park doğrultusunda nasıl düzenlenecektir?

· Hidroterapi ve fizyoterapi ana başlıklarında yapı nasıl programlanacak, bu yerleşim sağlanırken görece daha az olan yönetim ve poliklinikler nasıl konumlanacaktır?

· İrili ufaklı farklı boyutlarda istenilen mekanların bina genelinde yerleşimleri sağlanırken nasıl gün ışığından etkin biçimde faydalanabileceği aynı zamanda bu mekanlara iç işleyişlerinde yarı özel bir durum sağlanırken binanın geri kalan herkese açık ortak alanlarıyla işleyiş ve görsel açıdan nasıl etkileşim kuracaktır?

· Arazinin mevcut dik eğimi kullanılırken, açık alanların birbirine erişilebilirliği nasıl sağlanacak ve süreklilik kazanacaktır?

· Kuzeydoğuda yer alan park çevresinde kullanıcı yoğunluğu yüksek mekanlar nasıl konumlandırılacaktır?

· Bodrum’un sıcak iklimine uygun olarak iç mekanlar dahil tüm alanların nasıl kontrollü ışık alacağı ve aynı zamanda yeşil alanlar yapının iç kısmına nasıl sızacaktır?

· Engelli erişimi göz önünde bulundurularak, ana program katlar arasında nasıl dengeli bir şekilde dağıtılacaktır?

· Yapının genelinde kamusal giriş çıkışlar ve otopark düzenlemeleri nasıl yapılacaktır?

· Yörenin geleneksel malzeme kullanımı ve kent dokusu ile uyumlu bir tasarım nasıl geliştirilecektir?

Proje Alanına Yaklaşım ve Tasarım Kararları

Projenin geleceğine dair sorulan sorulara karşılık yapının mekânsal ve hacimsel organizasyonu üzerine önemli kararlar alınmıştır. İlk olarak, ana giriş, ortak sosyal alanlar, hidroterapi ve fizyoterapi mekanlarının birincil öncelik taşıdığı belirlenerek, bu alanların bina genelindeki konumları netleştirilmiştir. Bu doğrultuda, parselin ana caddeye kot olarak +78.50'de denk gelen seviyesinde, giriş, dinlenme alanı, iç avlu ve kuzeyde parka komşu bir kafe yerleştirilerek, parkla görsel ve mekânsal bir süreklilik sağlanmıştır.

Hidroterapi bölümü, zemin katta yapının batısında, arazideki eğimin arttığı alanda konumlandırılırken; fizyoterapi bölümü üst katta yer almıştır. Bu mekânsal ayrım, proje alanının fiziki özellikleri ve kullanıcı profili göz önünde bulundurularak, erişim önceliği düşünülerek yapılmıştır. Hidroterapi bölümü, içeriye dönük bir mekan organizasyonuna sahip olup, daha ağır hasta profiline hitap edecek şekilde düzenlenmiştir. Ana girişten hidroterapi bölümüne geçiş, iç avlunun etrafındaki bekleme alanından sağlanmaktadır. Buradan, kirli ayaklarla ıslak hacimlere yönlendirilen hastalar, temiz ayakla hidroterapi birimlerine ulaşabilmektedir. Ana havuz ve küçük havuzlar bir total mekan olarak ele alınmış olup en değerli yerde parka cephe verecek şekilde konumlandırılmıştır. Yapının genel tektoniğinin bir parçası olarak ele aldığımız iç avlular sayesinde küçük ve çok sayıda bulunan hidroterapi mekanları ile ana dinlenme bölümleri ferah bir iç avlu kurgusu ile buluşturulmuştur.

Arazinin doğal topografyasından yararlanılarak, zemin kat yarı gömülü bir şekilde tasarlanmış ve hidroterapi mekanları bu kotta yerleştirilmiştir. Mevcut kot farkından yararlanılarak 1. katın kendisi de ikinci üst bir zemin olarak tasarlanmıştır.

Fizyoterapi alanları ayakta tedavi gerektiren hastaların kullanacağı biçimde doğal ışık ihtiyacının daha fazla sağlanacağı üst katta parka komşu olarak ve de yarattığımız üst zemine direk erişebileceği şekilde yerleştirilmiştir.

Aynı zamanda binanın zemin katında giriş ile park doğrultusunda merkezde planladığımız avlu fizyoterapi katında bir iç galeriye dönüşerek zengin iç mekanların kurgulanması sağlanmıştır. Avlu çeperinde yerleştirilen ortak mekanlar ile bu kattaki görsel etkileşim de güçlendirilmiştir.

Bodrum kat ihtiyaç programına uygun şekilde düzenlenmiş, hafif eğimli (%15) rampa ile 20 araçlık otopark yerleşimi sağlanmıştır. Zemin katta yer alan havuzlar ve yapının genelinde kullanılacak mekanik alanlar, yeterli büyüklükte sunulmuştur. Zemindeki yeşil alanlar için düşük döşeme öngörülerek kat yüksekliği 3.50 m belirlenmiştir. Hidroterapi bölümü iç avlusunun alt kısmı ise ağaçlandırma için yapı olarak toprak dolgu bırakılacak şekilde planlanmıştır.

Özet olarak yapı boyunca, topografya ile uyumlu olarak iki katlı bir organizasyonla, kullanıcılar ve çevreyle etkileşimli, ortak dolaşım alanları oluşturulmuştur. Tasarlanan avlular sayesinde, farklı büyüklüklerdeki mekanlar ferah bir yerleşime kavuşmuş ve tüm mekanlar, gün ışığından etkin şekilde faydalanabilmiştir.

Malzeme Seçimi ve Sürdürülebilirlik Kararları

Akdeniz coğrafyasının etkilerinin belirgin şekilde görüldüğü Bodrum yapılarında, genellikle tek tip sıva kullanımı ve beyaz rengin baskın olduğu bir cephe malzeme tercihinin öne çıktığı gözlemlenmektedir. Proje kapsamında, yapı bütünündeki programların iç mekan işleyişiyle uyumlu olarak geliştirdiğimiz yapısal doluluklar ve boşluklar, hem coğrafyanın sunduğu iklimsel koşulları karşılamaya hem de estetik açıdan çevreyle uyumlu bir mimari dil oluşturulmasına olanak sağlamıştır. Bu yaklaşım, tasarladığımız yapının hem estetik hem de işlevsel açıdan çevreye saygılı bir karakter kazanmasını mümkün kılarken, işletme maliyetleri ve gelecekteki bakım giderleri açısından da ekonomik bir çözüm sunmuştur. Proje genelinde, kütle morfolojisinin yanı sıra ana ve yardımcı mekanların organizasyonunda kritik bir rol oynayan iç avlular ile topografik farklılıkları göz önünde bulundurarak sağlanan gün ışığı kullanımı, yapının enerji verimliliği açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır.

BEĞEN

Beğen

ETİKETLER

yarışma
tasarım
bodrum
sağlık

YORUMLAR

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.