TARİH:
11 Ocak 2024
İSM, İzmir Sürdürülebilirlik Merkezi (S-Hub) Mimari Proje Yarışması İzmir’in Bayraklı İlçesi’nin, Turan Mahallesi’nde, 40041 Ada, 1 Parsel’deki, 3944,89 m2’lik arazi üzerinde yer alacaktır. Tasarım önerisi, sürdürülebilirlik kavramını üretim, tüketim, paylaşım, deneyim, araştırma ve aktarım gibi çeşitli eylemler üzerinden gelişmekte olan bir bölgede kentli ile buluşturmayı, bu alanda bir öncü ve örnek yapı olmayı hedeflemektedir.
Turan Bölgesi geçmişte sanayi yapılarının bulunduğu, bugün ise yapılaşma sürecini henüz tamamlanmamış, buna karşılık gelecekte ekolojik sürdürülebilirlik ve kentsel dirençlilik adına örnek bir bölge olması beklenen önemli bir kent parçasıdır. Bölgenin yakın çevresindeki doğal ve topoğrafik özellikler, akışlar ve süreklilikler alanın gelecekteki gelişimi ve geleceği açısından yaşamsal öneme sahiptir.
İzmir Körfezi’nin ekolojik açıdan üç gelişim aksı ve bu akslara karşılık gelen suyla ilişkili bölgeler bulunmaktadır. Bu bölgeler kuzey, doğu ve güney yönlerinde kentsel ve doğal alanları içermektedir. Aynı zamanda bu üç aks bölgenin gelecek planlamasında önemli ekolojik akslar olarak görülmelidir. Atatürk Ormanı, Homeros Vadisi - Aşık Veysel Parkı ve Yeşildere Vadisi körfez çevresindeki deniz-vadi-orman ekosistemini kuran önemli doğal alanlardır. Turan Bölgesindeki Sürdürülebilirlik Merkezi de gelecekte Atatürk Ormanı ve İzmir Körfezi arasında bağ kurarak art alan ve kıyı arasında yeşil köprü oluşturacaktır.
Kıyı bandı, erişim akslarının her noktasında bütünüyle tanımlanmamış olması sebebiyle, birçok noktada kesintiye uğramaktadır. Belediye tarafından başlatılmış olan İzmir Deniz Projesi ile kıyıda yaya erişiminin kesintisiz devamlılığı hedeflenmiştir. Bu üst ölçek kararın bir devamı olarak İSM ve etkileşim alanı Turan Bölgesi’nde kesintisiz kıyı kullanımının bir parçası olarak ele alınmış, açık ve kapalı mekânları ile kesintisiz kıyı kullanımına katkıda bulunacağı öngörülmüştür.
Turan Bölgesi kıyı hattı, Anadolu Caddesi ve İzban tren güzergâhının doğu-batı yönünde sınır oluşturması sebebiyle kuzey yönünde uzanım veren askeri alan ve konut alanları ile kısıtlı kentsel ilişki kurabilmektedir. İzban Hattı’nın kuzeyinde yer alan askeri alan da çevresi ile ilişki kurmayan, kendi içinde korunaklı bir bölge oluşturmaktadır. Kıyı hattındaki mevcut yapı stoku tarihi ve koruma değeri olan ve eğlence işlevlerine sahip tekil yapı gruplarından ve onların beslediği açık mekânlardan oluşmaktadır. Bu yapılar ve aralarındaki açık/ yarı açık mekân kullanımları birbiri ile ilişkilenmemiştir ve kamusal erişime açık değildir. Bunun sebebi, kıyıda süreklilik gösteren bir promenatın olmaması ve kamusal / ticari kullanımlar arasında mekânsal ilişki ve süreklilik tanımlanmamış olmasıdır.
Sonuç olarak, konut alanları, kıyıda eğlence işlevli yapılar, askeri alan ve diğer kamusal alanlar birbirinden kopuk bir kentsel doku oluşturmaktadır.
Gelişim vizyonu çerçevesinde Turan Bölgesi’ni değerlendirirken iki önemli kentsel ölçekli karar öngörülmüştür. Birinci karar olarak, Turan Bölgesi’nin gelecekte deniz-vadi-orman ekosisteminin bir parçası olarak ele alınması ve art alanının kentsel gelişim sürecinde bu doğrultuda planlanması önerilmektedir. İkincisinde ise, yaya erişimini körfez bütününde öncelikli kılan kıyı sürekliliğinin, proje kapsamında deniz-vadi-orman ekosistemi ile buluşturulması hedeflenmiştir. Turan Bölgesi’nde gelecekte hayata geçirilecek olan kamusal kıyı kullanımları ile kuzeyinde bulunan art alan arasında köprü kuracak kentsel bağlantılar oluşturulması öngörülmüştür. Bu bağlantıların öncelikli bileşeni ve köprü yapısı İSM: Etkileşimli Yeşil Boşluk olmalıdır. Diğeri ise İSM’nin doğusunda yer alan ikinci potansiyel kentsel bağlantıdır.
Proje alanının sera gazı emisyonları azaltacak yönde toplu ulaşım bağlantıları sağlanmış, var olan erişim noktaları ile bağı güçlendirilmiştir.
Proje alanının kuzeyinde Anadolu Caddesi ve İzban tren hattı bulunmaktadır. Alana bu yönde erişimin açık olması, İzban Turan Durak’ı yaya köprülerinin tasarım alanına erişimde kesintisiz yaya hareketini desteklemesi öngörülmüştür. Öneri İmar Planı ile proje alanının kuzey yönünde İzban ve Anadolu Caddesi’ne paralel bir taşıt yolu öngörülmüştür. Bu yol, Anadolu Caddesi üzerinden Karşıyaka yönünden gelişte bir bağlantı ile Turan Bölgesi’ne inmektedir. Bu taşıt güzergahına bağlanan yaya öncelikli taşıt yolları ile kıyıya ve yapı adalarına erişim sağlanmaktadır. Çevresel olumsuzlukları azaltmak için İSM’nin bodrum katlarında yönetmeliklere uygun olarak kapalı otopark alanları ayrılmış, açık alanlar olabildiğince karbon yutak yeşil park işlevi için değerlendirilmiştir. Kapalı otopark elektrikli araçların şarj edilmesine ve yerleşimine uygun olarak tasarlanmıştır. Turan bölgesinin uygulama imar planlarında İzban hattına paralel konuşlandırılan anayolun güneyinde körfeze dönük kısmı, karbon salınımı yapan araçların kullanımına kapatılarak sıfır emisyon bölgesi oluşturulması hedeflenmiştir. Körfezde deniz yolu ile de alana erişim sağlanmaktadır. Öneri projede, mevcut iskelelerin yenilenmesi, İSM’nin kıyı bağlantısı doğrultusunda da yeni bir iskele ve mavna yanaşma yeri önerilmiştir.
Kıyı sürekliliğinin kesintisiz yaya promenatı, bisiklet erişimi ve aktif kamusal kullanımlar ile kıyı boyunca sağlanması hedeflenmiştir. Bu karar, kentsel donatılar ve üretken peyzaj kararları ile desteklenmiştir. Bu bölgedeki yaya erişimi, İzban Turan Durak’ı, durağa bağlanan hali hazırdaki yaya köprüleri ve körfez bütününde tamamlanacak olan yaya promenatı ile kıyı bandı üzerinden sağlanacaktır. Yayanın toplu ulaşım araçları ile alanın yakın noktalarına ulaşımı sağlandıktan sonra kıyıda kesintisiz hareketi amaçlanmıştır.
Alan içinde önerilen bisiklet yolları da yaya erişimini arttıracak bir alternatif ulaşım çözümü oluşturmaktadır. Bisiklet kullanımını arttırmak ve cazip hale getirmek için, etkileşim alanı içinde bisiklet park yerleri tasarlanmıştır.
Bu alan içinde küçük ölçekli elektrikli ulaşım araçlarının kıyı boyunca erişim ve gezinti amaçlı kullanılabileceği, sadece bu küçük araçların girişine izin verilen, sıfır karbon bölgesinin oluşumu hedeflenmiştir. Deniz yolu ile alana ulaşan ziyaretçiler için iskeleler de bir başka erişim noktasını oluşturur.
Proje alanının kuzey yönünde yer alan Atatürk Ormanı, bölgenin en önemli doğal yaşam alanını oluşturur. Ancak, kentsel ulaşım ağlarının doğu-batı yönünde sınır oluşturması ile kıyıdan kopmuş ve kıyı ile mekânsal ilişkisi zayıflatılmıştır. Önerilen imar planı doğrultusunda Turan Bölgesi bütüncül bir ekosistem olarak ele alınmalıdır. Orman-vadi ekosistemi, pasif yeşil alanlar ve kıyıda bulunan rekreasyonel yeşil alanlar bütüncül ekosistemi kademeli olarak kuracak temel bileşenler olacaktır.
Bölgede iki önemli gürültü kaynağı vardır. Anadolu Caddesi ve İzban hattı. Birbirine paralel biçimde proje alanının kuzeyinde yer alan bu ulaşım akslarının gürültü yaratan etkilerini azaltmak için projenin kentsel kararlarında, aralarına ses yutucu yeşil bantlar önerilmiştir. Pasif yeşil alanlar olarak ele alınan bu bölgelerin bitkilendirilmesi, gürültünün olumsuz etkisinin azaltılması hedeflenmiştir.
Kıyı hattı boyunca yaya promenatını destekleyen rekreasyonel yeşil alanlar ve parklar tanımlanmıştır. Özellikle proje etkileşim alanı içinde taşkın park karakterinde bir peyzaj düzenlemesi yapılması öngörülmüş, enerji, döngüsel ekonomi, sosyal sürdürülebilirlik gibi temaları destekleyecek program parçaları bu park alanları içinde önerilmiştir. Aynı zamanda İSM: Etkileşimli Yeşil Boşluk da bu peyzajın devamı olarak ele alınmış, iç boşluk, cephe ve teras kullanımları ile peyzajın bir parçası haline getirilmiştir.
Turan kıyı bölgesinde önemli tarihi yapılar bulunmaktadır. Rekreasyonel kıyı kullanımının ve kamusal alanın bir parçası olan tarihi yapılar, yeniden işlevlendirilip görünürlükleri arttırılarak kamuda koruma bilincinin yaratılmasına katkı sunacaklardır. Tarihi yapılar, farklı yaş gruplarına hizmet veren, toplanma / buluşma aktivitelerine uygun mekânlara dönüşerek kent peyzajında önemli odaklar haline dönüşecektir.
İzmir Sürdürülebilirlik Merkezi, sürdürülebilirlik kavramını üretim, tüketim, paylaşım, deneyim, araştırma ve aktarım gibi çeşitli temalar ve eylemler üzerinden kentli ile buluşturmayı, bu alanda bir öncü yapı olmayı hedeflemektedir.
Bulunduğu arazinin kısıtları ve potansiyelleri çerçevesinde ele alındığında merkezin bu hedefi, açık ve yarı açık alanları ile bir bütün olarak yansıtması amaçlanmıştır. İSM: Etkileşimli Yeşil Boşluk fikrinin oluşumu öncelikle kıyı promenatı ve onu kesen kuzey güney yönü doğrultusundaki ve tasarım alanını da içine alan iki temel aks üzerine kurulur. Bu akslar Kıyı Promenatı ve İskele akslarıdır.
İkinci olarak etkileşim alanı içindeki açık alanlar Taşkın Parkı prensipleri ile tasarlanmış, kıyıda yer alan yeşil alanların devamı olarak kurgulanmıştır. Hem park alanında hem de sürdürülebilirlik merkezinin oluşumunda farklı ölçeklerdeki kabuklar mekânsal örgütlenmenin temel bileşenlerini oluşturur. Yapı programını altında toplayan büyük kabuklar programın iki temel grubunu (ofis/araştırma/çalışma – sosyalleşme) barındırırken, park alanında toplanma, buluşma, çocuk oyun alanı, bisiklet park alanı, tamir ve atık istasyonları, barınaklar gibi gündelik yaşam eylemlerinin mekânsal olarak yerleşimine olanak verir. İSM: Etkileşimli Yeşil Boşluk, temelde taban alanını küçülten, toprağa ve yeşile yer açan, bahçe-boşluk ilişkisini arttıran, zemin kotlardan en üst kotlara kadar yeşil yüzeyleri çoğaltan çok katmanlı bir deneyim alanıdır.
İSM hem bir yeşil boşluk olarak sürdürülebilirliğin çeşitli bileşenlerini içinde ve üstünde barındırmakta hem de farklı ölçeklerde kentsel bakışların deneyimlendiği teraslar sunmaktadır. Bir yeşil teras olarak İSM, sahip olduğu dış ve iç ortak alanlarından kullanıcılar için park, kıyı promenatı, körfeze ve kente dönük kentsel vistalar üretir. Sürdürülebilir yapı kriterleri arasında yer alan kaliteli manzara, tasarımın oluşumunda gözetilmiş, kullanıcıların dış mekân ile bağlantısını sağlayacak teraslar bina kabuğunun temel öğeleri olarak ele alınmıştır. İç mekânların da şeffaf cephe elemanları aracılığıyla körfez, kıyı ve yakın çevre ile olan görsel etkileşimi sürekli kılınmıştır.
Taşkın parkı ve kentsel donatıların yer aldığı etkileşim alanı yeşil dokunun başlangıcını oluştururken, bu doku yapıda yeşil cephe, yeşil çatı ve bahçeler aracılığı ile devam eder. Kentsel açık alanda başlayan doğa deneyimi kesintisiz olarak yapının farklı kotlarında teras bahçelerde, tarımsal uygulama alanlarında, yaya sirkülasyonuna eşlik eden yeşil düşey cephelerde farklı mekânsal öneriler ile süreklilik gösterir.
Kıyıdaki yaya hareketinin, yapının tüm açık alanlarına kesintisiz erişimi, tasarımın öncelikli hedeflerindendir. Dolayısıyla, park ve promenattaki yaya hareketi, kapalı mekânlara uğramadan yapının ara kotlardaki ve en üst kottaki teraslarına rampalar aracılığı ile ulaşır. Bu hareket boyunca ziyaretçi bahçelerden, gölge alanlardan, amfilerden, ara mekanlardan ve teraslardan geçerek, deniz ve kent vistalarını yer yer deneyimleyerek açık sirkülasyon aracılığı ile yapının tüm kotlarına erişebilmektedir.
Tasarımda kıyı kullanımı temelde bir taşkın parkı peyzajı prensibi ile ele alınmış, yağmur suyu hasadı, su toplama alanları tasarlanmış, kıyıdan esen rüzgarın akış hızından faydalanıp enerji üretmek için, iskeleden bina paralelinde uzanan yeşil bantta dikey eksenli rüzgar türbinleri yerleştirilmiştir. Bu türbinlerin kıyı tasarımındaki temiz enerji üretimine örnek teşkil etmesi ve bölgesel açık alan aydınlatmasını desteklemesi hedeflenmektedir. Bina cephesinde gün ışığı panelleri aynı zaman bir güneş santrali görevi görürken, park alanında da yağmur sularının toplandığı bir sarnıçlar bulunacaktır.
İSM: Etkileşimli Yeşil Boşluk
ziyaretçileri için kesintisiz bir dış dolaşım ile kapalı mekanlara girmeden tüm
terasları ve çatı bahçelerini deneyimleme imkanı sunar. Günün farklı
saatlerinde ve farklı kullanım senaryolarına uygun olarak ziyaretçi erişiminin
alternatiflerini üretmek hedefiyle yapının en üst kotlarına kesintisiz erişim
sağlanmıştır. Zemin kottan rampa ve merdiven ile başlayan yaya hareketi, +3,60
kotunda teras giriş alanına, +7,20 kotunda kafeteryaya, +10,80 kotunda Teras
Bahçe uygulama alanına, +14,50 kotunda da kıyıya doğru uzanım veren seyir
terasına erişir. Teras ve bahçeler sürdürülebilir uygulama alanlarını
barındırırken aynı zamanda İzmir Körfezine doğru da vista verir. Bu alanlar
seyir, dinlenme, buluşma ve etkinlik yüzeyleri olarak da kullanılabilir.
Bina içi sirkülasyonu temelde iki düşey çekirdek üzerinden sağlanırken, kotlu iç boşluğu birbirine bağlayan ve doğu cephesi yönünde yer alan iç mekandaki merdivenler dizisi de serbest iç dolaşımı destekler. Katlar içinde serbest bir mekan kurgusu, serbest dolaşım ile ilişkilenirken tüm iç mekan dolaşımı dış mekan dolaşımı ile teraslar üzerinden bağlantılıdır.
Bütünleşik tasarım süreci binanın çevresel performansını arttırmak adına gerekli tüm uzmanlıkların en uygun çözümü üretmesi olarak tanımlanabilir. Tüm sertifika programları da bütünleşik tasarım yaklaşımını temel almaktadır. Bütünleşik tasarım, yapı üretim sürecinde çevreye daha az zarar vermeyi amaçlayan, yaşam döngüsü maliyetlerini göz önünde bulunduran, yaşam kalitesi ve konforunu arttırmayı hedefleyen disiplinler arası bir süreci kapsamaktadır. İSM’nin çevresel sürdürülebilirlikle ilişkisi hem bütünleşik tasarım yaklaşımıyla hem de bütüncül bir yaklaşımla ele alınmıştır. Bu çalışmanın bütüncüllüğü, çeşitli ve çok yönlü çevresel performans incelemelerine dayanmaktadır. Örneğin, binanın su, atik, malzeme, karbon salımı, enerji üretimi ve tüketimine odaklanırken; binanın iç ve dış mekânlar arasındaki ilişkisi, bina ölçeğinde enerji tüketimi ve günışığı analizleri oluşturulmuş, insan ölçeğinde iç ve dış mekân rüzgâr ve termal konfor çalışmaları ile incelenmiştir. Çevresel performans çalışmalarının insan sağlığı üzerindeki olumlu etkisi, yeterli seviyede hava akışının sağlanması ve hava sıcaklığının insan metabolizmasını rahatsız etmeyen seviyede olması ile ölçülür. Yapılan çalışma çok yönlü performans incelemesiyle sürdürülebilirlik kavramını en detaylı şekilde bina tasarım sürecine uygulamıştır.
Sürdürülebilirlik Merkezi de İzmir kent ölçeğinde Yeşil Şehir Eylem Planı, Sünger Kent Uygulamaları, Ulaşım ve İklim Dostu Peyzaj Kararlarının altında yer alan bir hedef projedir. Bu anlamda üst ölçek karar ve uzmanlıklar dizisinin mimari ve kentsel tasarım ölçeğinde hedeflerinden birini oluşturur. Projede tüm açık ve kapalı mekânlar mimarlık, mühendislik, peyzaj ve kentsel tasarım alanlarının bilgisi ile şekillenmektedir. Bu bilgi alanlarının birleşiminde oluşan tasarımda; binada kullanılacak su ihtiyacı, yağmur hasadına imkân veren çatı ve teras yüzeylerinden toplanıp su depolama alanında filtrelenen su ile gri su dönüşü uygulanacak; atık yönetimi geri dönüşüm alanlarında çözülecek; hammadde kullanımı yerel ve temin edilebilir malzeme kullanımı ile sağlanacak; karbon emisyonu azaltımı fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı ile çözülecek; enerji üretimi rüzgâr türbinleri, güneş panelleri, deniz suyu kaynaklı ısı pompaları ile sağlanırken elektrik üretimi güneş pilleri ile sağlanacaktır. Bu uygulamalar ile tasarımın çevresel sürdürülebilirlik performansı arttırılacaktır. Binanın performans değerleri de bina enerji modeli aracılığı ile hesaplanmış ve görselleştirilmiştir.
-Hidroloji: Sel, deniz suyu yükselmesi ve tsunami tehlikesi için alınan önlemler
Etkileşim alanındaki açık alan ve peyzaj düzenlemesi, taşkın parkı prensipleri ile tasarlanmıştır. Tüm sert zemin uygulamalarında geçirimli yüzeyler kullanılarak doğal ya da yapay etmenlerden kaynaklı oluşabilecek su kayıplarının azaltılması hedeflenmiştir.
Yüzey sularının Bioswale’e aktarılması ve seçilmiş yerel bitkilerle temizlenmesi sonucunda yağmur ve taşkın sularının sızdırma havuzlarında toplanması sağlanacaktır. Su ihtiyacının karşılanması gereken durumlar için de park alanlarında su sarnıçları öngörülmüş, yağmur suyunun depolanması ile bitkisel alanların sulaması hedeflenmiştir.
IPCC (2013) raporuna göre deniz seviyesinin 1901-2100 periyodunda 10 cm, gelecek senaryolarında ise 2080-2100 periyodunda ortalama küresel deniz seviyesinin 0,26-1 m aralığında yükseleceği tahmin edilmektedir. Arazide +1,45m olarak belirlenmiş olan dere kret kotu da dikkate alınmıştır. Bu nedenle, bina zemin kotu deniz seviyesinden 1m yukarıda tutulmuş, arazi kotlarının yeniden düzenlenmesine ilişkin bilgi verilmiştir.
- İklim ve Dış Ortam Konfor Analizi
Dış ortam konfor analizi insanların bulunduğu ortamdaki sıcak ya da soğuk termal stres seviyesini belirler. Bu stres seviyesi halk dilinde hissedilen sıcaklık olarak tanımlanır. Hissedilen sıcaklık, hava sıcaklığı, rüzgâr hızı, ortam yüzey sıcaklığı, gölge etkisi gibi verilere dayalı kapsamlı bir analizdir. İnsanın fizyolojik olarak ortamdan ne kadar etkilendiğini belirleyen bu ölçüt, Evrensel Termal İklim İndeksi (Universal Thermal Climate index, UTCI) 26 derece üstünden itibaren sıcak stres, 9 derecenin altından itibaren soğuk stres olarak tanımlanır. Kısaca yazın konforu artırmak konfor sıcaklık stres derecesini düşürmek, kışın ise artırmak olarak tanımlanabilir.
Dış konfor analizi Rhinoceros 3D Grasshopper parametrik tasarım ve hesaplama aracının Ladybug eklentisi ile hesaplanmıştır. Simülasyon aracıyla alınan sonuçlara göre, 21 Aralık kış tarihinde binanın zemin katındaki açık ve kapalı alanlara göre, ortama 13 derece seviyelerinde bir ısıl ortam sağlamıştır. 21 Haziran verilerine bakıldığında ise zemin kattaki bahçenin ortam konforunu arttırdığı gözlemlenmiştir.
Aynı zamanda, tasarımın çevresel düzenlemesinde görülen ağaçların termal konfor analizindeki pozitif etkisi kışın bulunduğu bölgeyi ısıtma, yazın ise soğutma yönünde gözlemlenmiştir.
- Bitki Örtüsü ve Topraklar
Proje alanı özelinde dikkat edilmesi gereken kırılgan öncelikler bulunmaktadır.
Bölgede yer yer dolgu zeminler hakimdir. Revize edilen kıyı kenar hatlarında bu alanın nasıl kurgulanacağı çok katmanlı olarak düşünülmesi gereken bir konudur. Proje alanının, güçlü tarafları olduğu gibi iklimsel ve zeminsel dezavantajlı pek çok öğesi de bulunmaktadır. Yapılan çalışmada amaç bu olumsuz verilere en uyumlu, sürdürülebilir çevrenin ve sürdürülebilir yapının kurgulanması olmuştur.
Tuzlu taban suyu yüksekliği, hâkim rüzgârın yoğunluğu, tuzlu deniz rüzgarının yapıya ve floraya yarattığı olumsuz baskı, yapılan çalışmada kullanılması düşünülen bitki türlerinin; deniz suyu tuzuna ve tuzlu deniz rüzgarına dayanıklı, sürdürülebilir ve mevcut yapıyı bozmayacak şekilde seçilmesi konusu üzerinde titizlikle durulmasına sebep olmuştur. Bu noktada kullanılacak bitkilerin tahlilinde yerel floraya uygun, bitkisel yapı bütünlüğünü bozmayacak, alanların doğal yapıları gereği bütün canlıların kullanımlarında değişikliğe neden olmayacak ve bitki alternatifleri içerisinde kurakçıl bitki yapısında bulundan bitkiler tercih edilecek şekilde doğru bitki türlerinin, lokasyon olarak doğru ve doğal alanlarında kullanılması düşünülmektedir.
Bu tercih işleminin bir diğer katkısı da mevcuttaki bitkilerin kendi oluşturdukları flora ve faunalarında bir değişiklik olmaması, su kullanımında bir değişkenlik ve artış gözlenmeyecek olması, yapılan bitkisel çalışmalar ile kentsel ısı adası etkisine olumlu yönde etki edilmesi, mevcut yaşamlarını sürdüren her türlü canlının hayatlarına hiçbir sorun teşkil etmeden devam edebilmelerinin ve yaşam kalitelerinin iyileştirilmesi, topoğrafik yapının ve toprak yapısının hiçbir bozulmaya maruz kalmadan standardının korunması ve geliştirilmesi buranın ekolojik koridor olması için yeterli bir kapasiteye ulaşmasını sağlayacaktır.
İSM Park ve Etkileşim Alanı İçinde Su Verimliliği için Alınan Önlemler
İSM Binasının batı ve güney yönünde yer alan park ve etkileşim alanı taşkın parkı ve karbon yutak alan prensibi ile tasarlanmıştır. Park alanı içinde yağmur hasadı yaparak sarnıçlarda su toplanacağı öngörülmüş, bitkilendirilmiş açık alanların su ihtiyacının bu şekilde karşılanacağı yönünde bir planlama yapılmıştır. Suyun toplanabileceği sert zemin açık alanlar yaklaşık 21184 m2’dir.
Bina İçinde Su Verimliliği İçin Alınan Önlemler
Tasarımda, suyu verimli kullanmak adına üç temel prensip benimsenmiştir. Bunlardan birincisi, suyu biriktirilmesi, ikincisi su geri dönüşümü, üçüncüsü de su tasarrufu sağlanması.
Suyun toplanması: Bina formu, çatı ve terasları ile bir su kolektörü görevi görmektedir. Yağmur suyu toplama ve depolama sistemi bu amaçla oluşturulmuştur. Tasarımda 2420 m2’lik çatı alanı 1694 m3 su toplama kapasitesine sahiptir. Bu nedenle 350 m3’lük yağmur suyu hasadı deposu tasarlanmıştır.
Toplanan yağmur suları tuvalet rezervuarında ve/veya bahçe sulamada kullanılacaktır. Böylece, şebeke suyunun kullanımı azaltılacaktır. Pop-up sulama ve damlama sulama teknikleri ile peyzaj için harcanacak su miktarı minimize edilecektir.
Sistemde şehir şebekesinden alınan su önce galvaniz su deposunda depoladıktan sonra filtreleme işlemlerinden geçilerek ikinci bir depoda depolanacaktır. Bu su frekans kontrollü bir hidrofor ile sisteme ve cihazlara verilecektir. Bodrum katta projelendirilecek olan bu sistemde su deposu ve bu depodan emiş yaparak suyu basınçlandıracak dikine tip pompalı hidroforlar projelendirilecektir. Kullanılacak olan yumuşak su deposu paslanmaz çelik olacaktır.
Kullanma suyu sisteminde bodrum katta bulunan ana su deposuna kadar olan kısım galvaniz, hidroforlar ile basınçlandırılacaktır. Hidrofor dairesi bodrum katta projelendirilecektir. Ana dağıtım boruları kat tavanından şaftlar ile ilgili alanlara götürülecektir.
Suyun Geri dönüşümü: Bina içinde gri su sistemi yapılacak, böylece kullanılmış olan su tekrar su tüketimi döngüsüne dahil edilecektir.
Su tasarrufu: Islak mekânlarda kullanılan armatürler az su tüketen modellerden seçilecektir. Özel tasarım su verimli tuvaletler kullanılarak el yıkama suyunun rezervuarda biriktirilmesi ile ikinci kez kullanımı sağlanabilecektir.
Yangın Tesisatı Su Depolaması için de yaklaşık 80 ila 100 m³ hacminde bir su deposu ihtiyacı olacaktır. Bu depo bodrum katta yangın pompaları ile birlikte projelendirilecektir.
Proje Türü:
YARIŞMA
Proje Tipi:
KAMU YAPISI
Proje Yeri:
İZMİR
Yapım Yılı:
2023
Yarışma Adı:
İzmir Sürdürülebilirlik Merkezi (S-Hub) Mimari Proje Yarışması
Ödül Grubu:
3. Mansiyon
Müellifler:
Ebru Yılmaz (Y. Mimar-DEÜ), Seçkin Kutucu (Y. Mimar-DEÜ), Yonca Kutucu (Mimar-DEÜ)
Yardımcılar:
Yeliz Keskin (Y. Mimar), Gönenç Kurpınar (Y. Mimar), Mehmet Leke (Y. Mimar), Ahmet Can Oflazer (Y. Mimar), Barış Uzyıldırım (Y. Mimar), Ebubekir Kaba (Y. Mimar), Ceren Ergüler (Y. Mimar)
Danışmanlar:
Aslı Gümüşçekiş Odabaşı (İnşaat Mühendisi), Burcu Kocaova (Makina Mühendisi), Cihan Onmuş (Elektrik ve Elektronik Mühendisi), Ozan Dinçtürk (Peyzaj Mimarı), Elif Esra Aydın (Y. Mimar)
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız. GİRİŞ YAP / KAYIT OL