Eşekler Merdivenleri Zikzak Çıkar

TARİH:

20 Haziran 2023

Eşekler Merdivenleri Zikzak Çıkar

Prof. Dr. E. Tayfun Taner


Giriş

Mimarlık öğrencilerine “Geleneksel Türk Konutu” ve “Osmanlı Mimarisi” derslerini anlatırken açıkladığım bir gerçek birçok öğrenciye eğlendirici gelmişti. Hatta bazı mezunlarımızın aklında kalmış, bazıları ise hiç unutmamıştı. Sonradan karşılaştığım birkaçı bana hep bu açıklamalarımı hatırlattılar: neden eşeklerin merdivenleri zig-zag çizerek çıktıklarını. Hem eğlenceli, hem de ilginç bulduğum bu konuyu kaleme alıp kalıcı hale getirmek istedim. Çünkü, açıkladıklarım esprili oldukları kadar, içinde ciddi mesleki mesajlar da barındırmaktadır.

Adı bile insanlar arasında küfür niyetine kullanılır. Oysa, bu uysal hayvan, sandığımızdan çok daha akıllıdır. Kızdığımız bir insana “eşek kafalı”, “eşek gibi inatçı” ve hatta daha ağırı, “eşşek oğlu eşşek” diye söyleniriz. Ancak, işin aslı bunun tam tersidir: “eşek” kelimesinin aşağılayıcı bir sıfat veya küfür değil, aksine bir “iltifat” olarak kullanılması gerekir!

Bunun birçok nedeni bulunur.

Bilimsel araştırmalar eşeklerin “yunus” ve “köpekler” kadar öğrenme becerisine sahip olduklarını göstermiştir.

Eşek bir defa düştüğü çukura ikinci defa düşmez, bastığı bataklığa bir daha basmaz.

Eşekler bir defa geçtikleri yolu unutmazlar. Bu nedenle değerli hayvan develere rehberlik ederler. Eşekler gittikleri yoldan yönlendirme olmaksızın kendi başlarına geri dönebilirler.

Önceden karşılaştıkları hayvanları, aradan uzun zaman geçse bile, tanırlar. Eşekler insanlarla ve diğer hayvanlarla iyi iletişim kurarlar.

Eşekler kendilerine yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmazlar.

Bu nedenlerledir ki bazı insanlara “eşek” demek eşeklere yapılmış bir hakaret demektir.

Nasıl Bir Akıl?

Yüzyıllar boyunca, uzak diyarlar arasında yapılan ticaret ve yolculuklar kervanlarla gerçekleştirildi. Bunun en başlıca nedeni “emniyet” içinde yolculuk yapılabilmesinin sağlanmasıydı. İnsanların mallarını, paralarını ve canlarını eşkıyadan, hırsız ve çetelerden korumak başlıca sorundu. Doğudan batıya (Çin’den Anadolu’ya ve Avrupa’ya) kuzeyden güneye (Mısır’dan Sahra Çölü’nün güneyine) yük taşımacılığında eşekler, atlar, katırlar ve çöl koşullarında en çok develer kullanılmıştır. Çölü bulunmayan Anadolu coğrafyasında bile bir zamanlar çok sayıda deve mevcuttu. Eski İzmir fotoğraflarına baktığınızda, XIX. yüzyılda Konak Pier’in kara tarafında bekleşen develeri görmeniz sıra dışı değildir.

Yük taşımacılığında develer çok kullanılmıştır, çünkü bu hayvanlar, uzun zaman su içmeden ve bir şey yemeden, zorlu koşullara dayanabilirler. Ayakları/toynakları çölün kumuna batmamak üzere evrimleşmiştir. Develerin eti yenir, sütü içilir. Sütünün dünyadaki en sağlıklı sütlerden biri olduğu ispatlanmıştır. Develerin vücut sıcaklıklarını aşırı sıcak ve soğukta dengede tutabilecek mekanizmaları vardır. Bunu hörgüçlerinde sakladıkları yağ (su değil) sayesinde yaparlar. Sıcak kumda oturabilmek için karınları ve dizleri kalın bir deriyle kaplıdır. Geviş getiren bu hayvanlar her türlü bitkiyi yiyebilirler - hatta kalın dudakları sayesinde dikenli bitkileri dahi yerler. Yük taşıma kapasiteleri 180-250 kilogram kadar olup, at ve eşeklerinkinden fazladır. Kum fırtınalarına dayanacak şekilde develerin göz kapakları üç katlı olarak yaratılmıştır. Burun deliklerini de kapatabilir ve kendilerini korumaya alabilirler.

İlginç tarihi bir olaydır. 1885 yılında Amerikalılar Osmanlı devletine bir gemi göndererek ülkemizden deve satın almıştır. Zamanın Osmanlı yönetimi bir çifti hediye olmak üzere, Amerika’ya 34 deve yollamıştır. Amerikalıların niyeti bunları Kaliforniya ve Meksika bölgelerinde askeri amaçlarla kullanmaktır. Amerika yönetimi, Sultan Abdülmecit zamanında yollanan bu develer için teşekkür etmek maksadıyla, ülkemize bir çift tüfek yollamıştır! [1]

Develer ilginç yaratıklardır. Ama deve kervanlarına çoğu kez bir eşek rehberlik eder. Eğer yürümüyorsa kervanbaşı olan kişi da bu eşeğe biner.

Eşekler, yukarıda açıklananlar dışında, son derece ilginç başka özelliklere sahiptir. Geçmişte onların da eti yenmiştir – örneğin, İtalya’da ve Çin’de. Sütleri de kıymetlidir. Ama Müslüman ülkelerde, atların tersine, genellikle etleri yenmez ve sütleri içilmez. Oysa Uzak Doğu’da kımız çok yaygındır.

Eşekler yumuşak huylu hayvanlardır – insanlarla iyi geçinirler. Grup halinde yaşamayı severler.

Eşekler sahipleriyle iyi ilişki kurarlar.

Eşeklerin kendilerine doğru yaklaşmakta olan tehlikeyi sezebilme yetenekleri vardır.

Ayrıca, büyük kulakları sayesinde, uzaktan gelen sesleri duyarlar. Yine kendi çıkardıkları ses, yani eşek anırması, bir veya iki kilometre mesafeden duyulabilir.

Eşekler karmaşık yolları hatırlar. Bu gözetildiğinde, fevkalâde hafızaları vardır denebilir.

Eşekler de uzun yolculuklara dayanıklıdır. Onlar da yine çöl koşullarına uyum gösterebilirler. Aslında Afrika kökenli olduğu belirtilen bu hayvanlar, geçmişteki uzun yiyecek arayışları nedenleriyle, uzun yol kat etmeye dayanıklı hale gelmişlerdir.

Vefakâr hayvanlardır: binlerce yıl boyunca insan ve yük taşımışlardır.

Tarihte gördüğümüz kervanlar, sadece ticari amaçlarla değil, Mekke’ye hacca gitmek isteyen hacı adayları için de düzenlenmiştir. Hatta, bir kervanda, bunların on bin kişiye kadar çıkanları olmuştur. Ortalama bir rakam yoktur; ama kervanlar genellikle kalabalıktır. Bu nedenle de boyları uzundur. Genellikle 1000 kadar hayvanla seyahat edilmiştir. Yani, böylesine bir kervanın boyu 3 veya 4 kilometreyi bulur. Kalabalık olmak istenmesinin nedeni daha iyi korunma sağlamanın yanı sıra, ortalama yolculuk maliyetini azaltmaktır. Bu nedenle, sıklıkla birkaç kervan birleştirilip yola çıkılmıştır.

İlginç bir bilgidir: develer, ortalama yürüyüş hızlarına göre, günde 25-30 kilometre kadar ilerleyebilirler. Buna göre Anadolu’da rastladığımız kervansarayların aralıkları da bu mesafeye göre ayarlanmıştır. Çünkü, yine emniyet nedenleriyle, kafile bir kervansaraydan sabah erken vakitte yola çıkar ve gece hava kararmadan başka bir kervansaraya ulaşılmış olur.

Geleneksel Türk Yerleşmeleri

Akıllı ve doğaya duyarlı olan atalarımız ne düz ovalara, ne de zirvelere yerleşmiştir. Onlar hep yamaçları tercih etmiştir. İncelendiğinde, aynı nedenlerden ötürü, Avrupa topraklarında da tarih boyunca benzer tercihlerin yapıldığı görülür. Bu tavrın yaklaşık sekiz adet avantajının olduğu söylenebilir.[2]Artık kaybolmuş olan geçmişin bu zekice tercihi günümüzde bizlere çeşitli sıkıntılar yaratmaktadır.

Eğimli bir araziye tarihin ilk şehir plancısı ve M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış olan Miletli Hippodamos’un şemasına göre yerleşmek uygun düşmez. Çünkü Hippodamos yerleşmelerin yollarını gridal (ızgara/kafes) plana göre tasarlamıştır. Kendilerinden yaklaşık 1700 yıl önce yaratılmış olan bu şemaya Osmanlı halkı hiçbir zaman iltifat etmemiştir. Çünkü yol sistemi gridal/kafes şekilde olan plan şeması eğimli araziler için değil, düz araziler için uygundur.

Çok ilginçtir. Bir rivayete göre, Osmanlı döneminde eşekler araziye salınmış, bunların gittikleri yollar kamunun kullanımına bırakılmıştır. Geri kalan yerler ise vatandaşlar arasında parsellenip sahiplenilmiştir.

Yolların bu yöntemle yapılmasının birkaç önemli nedeni vardır. Bir kere, eşekler %7 gibi bir eğimin bulunduğu uygun bir güzergâhı tercih ederler. Çünkü, kendilerine işkence yapmaz, enerjilerini akıllıca kullanırlar! Bu önemlidir. Çünkü, Osmanlı döneminde en yaygın kullanılan taşıma aracı/hayvanı eşekler olmuştur. Bu eğim diğer hayvanlar için de uygundur.

Bu konuda mutlaka okuyucuya aktarmam gereken bir fıkra var.[3]

1950’li yıllarda ülkemize Amerikalı mühendisler çağrılmış. Bu kişiler imar işlerine rehberlik ediyorlarmış. O tarihte yol güzergâhını belirleyecek alet ve edevat olmadığı için, Nafia vekaleti mühendisleri yine eşekleri yokuşa sürüyor, ardından bunların yürüdükleri yerlere kazık çakıp yolları belirliyorlarmış.

Amerikalı uzman bizimkilerin ne yaptıkları anlamayınca: “Bu insanlar ne yapıyorlar böyle?” diye sormuş. “Rampada yolu belirliyorlar, çünkü eşekler %7 eğimin üstüne çıkmaz” yanıtını almış.

Amerikalı uzman ne yaptıklarını yine anlamayınca, gülmeye başlamış ve tekrar sormuş: “Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?”

Bizim Kayserili memur cevap vermiş: “Amerika’dan sizin gibi mühendisler getirtiyoruz”.

Zikzak

Siz hiç merdivenleri tırmanan bir eşek gördünüz mü?

Evet, onlar merdivenleri zikzak çizerek çıkarlar. Oysa, insanoğlu merdivenleri tam orta çizgisinden tırmanır. Ancak, orta çizgide merdivenin yatay düzlemle oluşturduğu açı aşırı derecede fazladır. Bu eğim genellikle %20-30 gibi bir eğimdir. Aynı yüksekliği zikzaklar çizerek tırmanan eşek, bu şekilde davranarak çıkış mesafesini uzatır. Sonuç itibariyle çıkış eğimi de azaltılmış olur.

Böylece eşekler merdivenleri çok daha rahat tırmanırlar, (Çizim XX). Yunanistan’da Santorini Adası’nda, Rodos Adası’ndaki Lindos antik şehrinde ve daha birçok yerde, turistler yüzlerce basamak tırmanmak yerine, yamaçlara (para karşılığında) eşek sırtında çıkarılırlar.

Peki, siz hiç merdivenleri zikzak çizerek çıkan bir insana rastladınız mı?

Yanıt: Tabii ki “hayır” dır.

Sonuç: “Eşekler insanlardan daha akıllıdır!”

Bu davranış sadece eşeklerin ileri zekâsının bir eseri değildir. Dört bacaklı eşekler yamaç tırmanırlarken dengeyi mutlaka bu şekilde daha kolay sağlamaktadır. Orta çizgiyi takip ederek çıksalar, vücutlarının tüm yükü arka iki bacaklarına binecek, büyük olasılıkla dengeleri bozulacaktır. Çünkü, eşekler yürürken sağ ve soldaki iki bacaklarını aynı anda (ters ve çapraz değil) hareket ettirirler.

Hatta tırmandıkları basamaklar geniş (adımlı) ise, eşekler bu tür merdivenleri çok daha rahat çıkarlar. Benzer basamaklar biz insanlar için de daha kolay çıkış sağlar. Merdivenler doğada bulunan doğal elemanlar değildir – insanoğlunun binlerce yıl önce yarattığı bir tasarımdır.

Eşeklerin çıktığı yollardan oluşan yol ağı geleneksel yerleşmelerimizde organik bir görünüm sunar – adeta bir ağacın dallarını andırırlar. Gridal/kafes yol planları benzer yerlerde asla kullanılmamıştır. Yine diyagonal çıkan yollar nedeniyle, zeminde bozuk geometrili parseller oluşur. Bunların üzerinde yapılan geleneksel yapılarımızda/katlarda, her zaman yola doğru çıkmalar oluşmuştur. Çünkü, geleneksel Türk evinin yaşam mekânlarının yer aldığı üst katlar her zaman düzgün geometriye sahiptir. Alt kat eğri olsa da üst kattaki mekânlar her zaman muntazam kare ve dikdörtgenlerden oluşur.

Diğer Binek Hayvanları

Annesi at, babası eşek olan katırlar, boy olarak eşeklerden büyük ama atlardan küçüktür. Kısır olan (doğum yapamayan) bu hayvanlar, eşeklerden çok daha güçlüdür – hatta atlardan da güçlüdür. Yük taşımacılığında her zaman eşeklere tercih edilmişlerdir.

Yük taşıma kapasiteleri develerde 180-250 kg ile en yüksek olanıdır. Onları sırasıyla 100-150 kilo ile at ve katırlar izler. Eşeklerin yük taşıma kapasiteleri ise daha da az olup 80-100 kilo civarındadır.

Tıpkı eşekler gibi, atlar ve katırlar da merdivenleri zikzak çizerek çıkarlar. Nedeni eşeklerinkiyle aynıdır. Ancak, bu tür hayvanların merdivenleri inerken sorun yaşadıkları bilinir. Atlar gibi ineklerin de merdiven inemedikleri bilinir. Vücut ağırlıkları ve uzun boyunları nedeniyle ağırlık öne doğru aktarılır. Ayrıca, ön bacaklarını ve alttaki zemini göremezler. Diz ve kalçaları da vücut ağırlıklarını arkaya doğru aktarmaya uygun değildir. Bu nedenlerle tökezlenebilirler. Eşeklere kıyasla boyları daha uzun olan at ve katırlar açısından, bu daha büyük bir sorun oluşturur.

Sonuç

Günümüzde yolları kullanacakların gerektirdiği eğimlerini göremeyen şehir plancıları ve mimarlar vardır. Bu acıdır.

Oysa her türlü aracın kullanımında uygun olan eğimler vardır. Bunları bilmiyor olmak ise bir meslek adamı için ayıptır.

Tekerlekli sandalyeye mahkûm olmuş bir kişi % 5 eğimden fazlasını kendi kol gücünü kullanarak çıkamaz.

Geleneksel trenlerin dayanabildiği en aşırı eğim % 5’tir. Bunun ötesinde feniküler çözümüne başvurmak gerekir.

Bir otomobil % 20 eğimden fazlasını görünce zorlanır. Bu eğim kamyonlar, vidanjörler ve tırlar açısından fazladır ve % XX olması gerekir.


[1] Haberturk.com Murat Bardakçı’nın aktardığı bir tarihi serüvendir; belgeleriyle açıklanmıştır.

[2] Bunlar şöyle sıralanabilir: depreme dayanıklı zemin, tarım alanlarının korunması; serinletici yaz rüzgârlarına açılma; manzaraya açılma; suyu kullanıp alt kotlardaki tarlaya gönderme; tarladaki hasatı ve depoları uzaktan denetleme ve sellerden korunma gibi. 6 Şubat 2023 günü ve sonrasında Diyarbakır-Urfa- Hatay yöresinde yaşanan doğal afet bu tercihin ne denli akıllıca olduğunu açıkça göstermiştir.

[3] eksisozluk.com/turkiyede-yollari-eşekler-belirler-2113384

ETİKETLER

Eşekler Merdivenleri Zikzak Çıkar
E. Tayfun Taner

YORUMLAR

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.

Eşekler Merdivenleri Zikzak Çıkar

GÖRÜŞLERİNİZİ YAYINLAYALIM

GÖRÜŞ EKLE
SON
GÖRÜŞLER